Birleşmiş Milletler’in gelecek yıl gerçekleştireceği küresel iklim zirvesi COP31 için Türkiye ve Avustralya arasında yaşanan ev sahipliği krizi çözüme kavuştu. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 31’inci Taraflar Konferansı anlamına gelen COP31’e hem Türkiye hem de Avustralya talip olmuş, taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması süreci çıkmaza sürüklemişti.
Avustralya’nın Türkiye’nin ortak ev sahipliği önerisini de reddetmesi üzerine kriz derinleşmişti. Ancak COP30’un Brezilya’nın Belem kentinde devam eden oturumlarında yürütülen yoğun diplomasi sonunda iki ülke arasında anlaşmaya varıldı.
Avustralya Geri Adım Attı: Ev Sahipliği Türkiye’de, Müzakereler Avustralya’da
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, varılan uzlaşıyı duyurarak COP31’in Türkiye tarafından düzenleneceğini açıkladı. Avustralya ise zirveden önce gerçekleştirilecek hükümetler arası müzakerelere ev sahipliği yapacak.
Albanese, bu kararın “hem Türkiye hem de Avustralya için büyük bir kazanım olduğunu” belirterek, Pasifik ülkeleri için iklim finansmanının artırılmasına odaklanacaklarını ifade etti.
2026 Kasım ayında yapılması planlanan zirve Antalya’da düzenlenecek.
Türkiye’nin Coğrafi Konumu ve Köprü Rolü Etkili Oldu
Türkiye, COP31 adaylığı kapsamında coğrafi konumunun delegasyonlar için daha düşük karbon ayak izi sağlayacağını savunmuştu. Ayrıca Ankara, iklim mücadelesinde “gelişmiş kuzey ile gelişmekte olan güney arasında köprü olma” rolünü vurguluyordu.
2021’deki COP26 yarışından çekilen Türkiye, bu kez adaylıktan vazgeçmek istemediğini net şekilde ifade etmişti.
Kriz Aşılmasaydı COP31 Almanya’nın Bonn Kentine Kayacaktı
Taraflar arasında çözüm üretilememesi durumunda BM kuralları gereği zirve otomatik olarak Almanya’nın Bonn kentinde yapılacaktı. Ancak Almanya, kısa süre içinde böyle bir organizasyonu üstlenmeye istekli olmadığını bildirmişti.
Azalan zaman baskısı nedeniyle Türkiye ve Avustralya arasındaki diplomatik trafik hızlanmış, Brezilya da arabuluculuk için bir temsilci görevlendirmişti.
Ev Sahipliği Neden Önemli?
COP zirveleri, küresel iklim politikalarının belirlendiği en etkili platformlardan biri olarak görülüyor. Ev sahibi ülkeler:
Küresel gündemi şekillendirebilme,
Diplomatik güç kazanımı,
Yeşil projeler için yatırım çekme,
Uluslararası görünürlük artırma
gibi önemli avantajlara sahip oluyor.
1994’te yürürlüğe giren BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne Türkiye 2004’te taraf olmuştu. Zirveye ev sahipliği yapacak ülke, BM içerisinde “Batı Avrupa ve Diğerleri (WEOG)” grubunda oy birliği ile belirleniyor. Uzlaşmanın sağlanmasıyla Türkiye bu süreci başarıyla tamamlamış oldu.
