Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy arasında ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği gibi bir görüşme gerçekleşecek mi? İki taraf gerçekten ortak bir yol bulur da önce ateşkes ardından da barış mümkün olursa, Almanya’nın rolü ne olacak?
Bu soruların yanıtı henüz belli değil ama konu Berlin’de hararetli tartışmalar şimdiden başladı.
Almanya barış gücü gönderecek mi?
Alman siyasetçiler, günlerdir aslında henüz gündemde olmayan bu konuyu tartışıyor: Rusya ve Ukrayna anlaşırsa Almanya olası bir barış gücü için asker gönderecek mi?
Zelenskiy’nin Putin ile görüşme masasına oturmasının, ancak Ukrayna’ya güvenlik garantileri verilmesi halinde mümkün olabileceği düşünülüyor. Bu da uluslararası bir gücün sahada çatışmaların yeniden başlamasını önlemesi anlamına gelebilir.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz son dönemde uluslararası krizlerde güçlü bir Alman sesinin önemine vurgu yaparken Almanya’nın böylesi bir misyonda yer almaması düşünülemiyor.

Nitekim Fox News kanalına konuşan ABD Başkan Yardımcısı Vance, güvenlik garantilerinde Avrupa’nın “aslan payını” üstlenmesi gerektiğini açıkça dile getirdi. Ancak Moskova’dan gelen tepki, planın ne kadar belirsiz olduğunu ortaya koydu: Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa birliklerinin Ukrayna’da konuşlandırılmasını “kesinlikle kabul edilemez” olarak nitelendirdi.
Çoğunluk Ukrayna’ya asker gönderilmesine karşı
Almanya içinde de tablo Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) lideri Merz için kolay değil. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) aceleci adımlara karşı uyarıyor. SPD lideri Lars Klingbeil, Sat1 kanalına yaptığı açıklamada, ciddi müzakerelerin başlamasının olumlu olduğunu, Ukrayna’nın güvenliğe ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Ancak bunun öncelikle “güçlü bir Ukrayna ordusu” ile sağlanabileceğini belirtti. Alman askerlerinin gönderilmesinin ise şu anda gündemde olmadığını vurguladı.
Kamuoyunda da benzer bir tablo var. Civey adlı araştırma şirketinin web.de için yaptığı ankete göre, katılımcıların yüzde 51’i Ukrayna’daki olası bir barış misyonuna Almanya’nın asker göndermesine karşı çıkıyor. Yüzde 36 ise bunu doğru buluyor.
Wadephul temkinli, Merz daha istekli
CDU’lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul da temkinli bir tavır sergiledi. Endonezya ve Japonya ziyaretinde, “Table.Today” adlı podcast yayınında Ukrayna’ya asker gönderilmesinin Almanya’yı “muhtemelen aşırı zorlayacağını” söyledi. Litvanya’da oluşturulmakta olan 5 bin kişilik Alman askeri birliğinin bile orduyu ciddi şekilde meşgul ettiğini belirtti. Bakan, DW’ye verdiği demeçte de barış görüşmelerine dair şüphelerini dile getirdi:
“Herkes Putin’in savaşı sonlandırmaya gerçekten hazır olmasını bekliyor. Ama cephede durum maalesef hâlâ çok farklı.”

Buna karşın Beyaz Saray’da Donald Trump ile Volodimir Zelenskiy’nin bulunduğu toplantıda Başbakan Merz daha farklı bir ton kullanmıştı. “Almanya’nın sürece katılması yüksek çıkarımıza ve sorumluluğumuzun bir parçasıdır” diyen Merz, ancak bunun koalisyonda görüşülmesi gerektiğini, “gerekirse Federal Meclis’te oylama yapılması” gerektiğini de ekledi.
Alman ordusunun yurtdışı görevleri parlamentonun onayını gerektiriyor.
Almanya’nın doğusunda büyük kuşku
Başbakan’ın bu açıklamaları üzerine neredeyse her gün siyasetçiler olası asker gönderme planına dair görüş bildiriyor. Çoğu kuşkulu ya da karşı, ayrıca kararın henüz uzak bir ihtimal olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle Doğu Almanya’daki muhafazakâr siyasetçiler sert bir şekilde karşı çıkıyor. Zira hem sol kanattaki Sol Parti hem de aşırı sağcı AfD bu fikre karşı.
Saksonya’nın CDU’lu Başbakanı Michael Kretschmer, “Alman askerlerinin Ukrayna’da savaşması söz konusu olmamalı” dedi. Buna karşılık muhafazakâr gençlik örgütü Junge Union’un lideri Johannes Winkel, “Bir yandan ABD ordusuna bağımlılığımızın azalmasını ve Avrupa’nın artık yetişkin olmasını talep edip, diğer yandan ilk somut adımda sorumluluk almaktan kaçamayız” ifadelerini kullandı.
Belirsizlik sürüyor
Ancak ne zaman somut bir karar alınacağı belirsiz. Putin ile Zelenskiy’nin olası buluşmasının bir “gösteri” olabileceğini veya Ukrayna için tehlike yaratabileceğini söyleyenler var. Münih Güvenlik Konferansı’nın eski başkanı Wolfgang Ischinger, Alaska’daki Putin–Trump zirvesinden sonra X platformunda, “Putin’in şu an savaşı bitirmeye hazır olduğuna dair tek bir işaret yok” yazdı. Ukrayna ve Rusya liderlerinin buluşması içinse, “Bunu sadece bir kâbus senaryosu olarak görebiliyorum” dedi.
Ona göre böyle bir toplantı çözüm getirmeyecek, sadece Putin’e zaman kazandıracak. Ardından savaşa devam edecek. Bu görüş, çok sayıda Alman siyasetçi tarafından da paylaşılıyor. Böyle bir durumda barış gücü tartışması da gündemden düşebilir.